Hukuka kesin aykırılık nedir ?

Yurek

New member
Hukuka Kesin Aykırılık Nedir? Samimi Bir Başlangıç

Selam forumdaşlar! Hukukla ilgilenen ya da en azından gündelik hayatında adalet arayışına kafa yoran herkesin aklına takılan kavramlardan biri var: “hukuka kesin aykırılık”. Mahkeme kararlarında, hukuk kitaplarında ya da haberlerde karşımıza çıkıyor ama bu kavramın arkasında ne var, toplumun farklı kesimleri için ne ifade ediyor? Gelin birlikte irdeleyelim.

Hukuka Kesin Aykırılığın Tanımı

Hukuka kesin aykırılık, adalet sisteminde temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelir. Yani kanunların en temel ilkelerine, Anayasa’da güvence altına alınmış haklara doğrudan ters düşen, görmezden gelinemeyecek bir durumdan söz ediyoruz.

Örneğin:

- Sanığın savunma hakkının engellenmesi

- Hukuka aykırı delillerin hükme esas alınması (örneğin işkenceyle alınmış ifade)

- Mahkemenin yetkisiz veya görevsiz olmasına rağmen karar vermesi

- Aleniyet ilkesinin (duruşmaların kamuya açık olması) yok sayılması

Bunlar sadece “hata” değil; sistemin özüne aykırı davranışlardır. Bu nedenle “kesin aykırılık” dendiğinde, kararın bozulması neredeyse kaçınılmaz hale gelir.

Verilerle Hukuka Kesin Aykırılık

Türkiye’de Yargıtay kararlarına baktığımızda hukuka kesin aykırılık nedeniyle bozma oranlarının ciddi bir pay tuttuğunu görüyoruz. Örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu raporlarında, bozma nedenleri arasında savunma hakkının kısıtlanması ilk sıralarda yer alıyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına bakıldığında da benzer bir tablo var. Türkiye hakkında verilen ihlal kararlarının yaklaşık %20’si adil yargılanma hakkı (Article 6 – Fair Trial) kapsamında oluyor. Bu da hukuka kesin aykırılığın yalnızca iç hukuk değil, uluslararası hukuk açısından da kritik olduğunu gösteriyor.

Gerçek Dünyadan Örnekler

1. Balyoz ve Ergenekon Davaları: Bu davalarda hukuka aykırı delillerin (örneğin dijital verilerde oynama yapıldığına dair bilirkişi raporları) hükme esas alınması, hukuka kesin aykırılık tartışmalarını gündeme getirdi. Yargıtay ve AYM kararları, bu davalarda ciddi usul ve hak ihlallerini tespit etti.

2. AİHM’de Türkiye Kararları: Örneğin Salduz v. Turkey davasında, gözaltındaki kişinin avukata erişim hakkının engellenmesi, adil yargılanma hakkının açık ihlali olarak görüldü. Bu karar sonrası Türk hukukunda köklü değişikliklere gidildi.

3. ABD’de Miranda Kararı: 1966’da ABD Yüksek Mahkemesi’nin Miranda v. Arizona kararı, sanıklara haklarının okunmaması durumunda elde edilen delillerin kullanılamayacağını ilan etti. Bu da hukuka kesin aykırılığın Amerikan versiyonu diyebileceğimiz bir örnektir.

Farklı Bakış Açıları: Erkek ve Kadın Mercekleri

- Erkeklerin pratik/sonuç odaklı bakışı: Hukuka kesin aykırılık denildiğinde erkekler genellikle sürecin “çıktısına” odaklanır. Örneğin, “Bu dava kesin bozulur mu?”, “Bu hata bana avantaj sağlar mı?” ya da “Sonuçta hangi yaptırım uygulanır?” gibi pratik sorularla ilgilenirler. Onlara göre hukuka kesin aykırılık, stratejik bir hamle ve güçlü bir temyiz sebebidir.

- Kadınların sosyal/duygusal odaklı bakışı: Kadınlar ise çoğunlukla olayın toplumsal ve insani boyutunu ön plana çıkarır. “Sanığın kendini ifade edememesi onu nasıl hissettirir?”, “Bu ihlal toplumun adalete güvenini nasıl sarsar?”, “Bu karar aileleri, sosyal bağları nasıl etkiler?” gibi sorularla meseleye yaklaşırlar. Onlar için hukuka kesin aykırılık, yalnızca bir yargı hatası değil; toplumsal vicdanı zedeleyen bir yara olarak görülür.

Bu iki bakış açısı birleştiğinde, hukuka kesin aykırılığın hem bireysel haklar hem de toplumsal adalet için neden vazgeçilmez bir kavram olduğunu daha iyi kavrarız.

Yerel ve Küresel Dinamikler

Hukuka kesin aykırılık yalnızca Türkiye’de tartışılan bir kavram değil.

- Avrupa’da AİHM’in kararları ülkelerin iç hukukunu yönlendiriyor. Bir ülkenin yaptığı ihlal, diğerlerine de ders oluyor.

- ABD’de Miranda Rights uygulaması, halkın günlük yaşamına kadar girmiş durumda. Polis filmlerinde bile “You have the right to remain silent…” repliği aslında hukuka kesin aykırılığın önlenmesi için var.

- Asya ülkelerinde, özellikle Çin ve Rusya’da, hukuka kesin aykırılık tartışmaları daha sınırlı; çünkü devletin hukuk üzerindeki baskın kontrolü nedeniyle bu kavramın uygulanması zorlaşıyor.

Forum Tartışmasına Açık Sorular

- Sizce hukuka kesin aykırılığın en ağır toplumsal etkisi nedir: bireysel mağduriyet mi yoksa adalet sistemine güvenin zedelenmesi mi?

- Erkeklerin pratik odaklı ve kadınların duygusal/toplumsal odaklı bakışları birleştiğinde, sizce hangi taraf daha fazla çözüm gücü sunar?

- Günümüzde yapay zekâ destekli adalet sistemleri gelişirse, hukuka kesin aykırılıkları daha kolay tespit edebilir miyiz?

- Siz hiç “kesin aykırılık” nedeniyle bozulan bir davaya şahit oldunuz mu?

Kapanış: Adaletin Sigortası

Hukuka kesin aykırılık, aslında adalet sisteminin “sigortası”dır. Çünkü mahkeme ya da savcı ne kadar güçlü olursa olsun, temel hakları hiçe saydığında bu sigorta devreye girer. Bu kavram, bir yandan bireyin haklarını korur, diğer yandan toplumsal güveni ayakta tutar. Erkeklerin sonuç odaklı, kadınların ise sosyal ve duygusal bakışları birleştiğinde daha dengeli bir hukuk yorumu çıkar.

Sonuçta, “hukuka kesin aykırılık” yalnızca kitaplarda duran bir terim değil; hepimizin günlük hayatını, adalet algısını ve gelecek nesillerin hukuk güvenliğini etkileyen bir ilke.

Peki forumdaşlar, sizce hukuka kesin aykırılık en çok hangi alanlarda (ceza, idare, medeni) karşımıza çıkıyor ve neden?