Gokhan
New member

Selam sevgili forum dostları,
Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan bir ifade var: “Vela galiba illallah.” Kimi bunu öfkeyle söylüyor, kimi bir teslimiyet haliyle, kimiyse sadece “bıktım artık” demenin estetik bir yolu olarak kullanıyor. Ama bu söz, yüzeydeki duygudan çok daha fazlasını taşıyor. Hem tarihsel bir kökeni hem de derin bir psikolojik ve kültürel anlamı var. Gelin birlikte bu ifadenin geçmişine, bugününe ve gelecekteki olası yankılarına bakalım.
---

“Vela galiba illallah” ifadesi Arapça kökenlidir. Kelime anlamı olarak “Allah’tan başka galip yoktur” şeklinde çevrilir. Yani tüm güç, tüm üstünlük yalnızca Allah’a aittir. Bu söz, özellikle Endülüs Emevileri döneminde (8.–15. yüzyıllar), Granada’da Nasrid hanedanının sembolü haline gelmişti. Elhamra Sarayı’nın duvarlarında bu ifade defalarca işlenmiştir:
> “Vela galiba illallah” – “Allah’tan başka galip yoktur.”
Bu cümle, sadece dini bir ifade değil, aynı zamanda bir medeniyetin son gururlu nefesiydi. Endülüs yıkılırken bu söz, bir yandan tevekkülün (teslimiyetin), diğer yandan hüzünlü bir direnişin sembolü olmuştu.
---

Bugün Türkçe konuşulan dijital dünyada “vela galiba illallah” ifadesi, genellikle “yeter artık”, “artık elimden geleni yaptım” gibi duyguların dini ya da mistik bir şekilde dile getirilişi olarak görülüyor. Özellikle sosyal medyada, zorluklar karşısında direnmeye çalışan ama aynı zamanda hayatın yükünü kabullenmiş bireylerin kullandığı bir ifade haline geldi.
Sosyologların 2024 yılında yaptığı bir analiz (Kaynak: Middle East Cultural Studies Journal) bu tür ifadelerin, modern bireyin kontrol edemediği karmaşık dünyaya karşı psikolojik savunma mekanizması olarak işlev gördüğünü gösteriyor.
Yani “vela galiba illallah” demek, bir bakıma “artık kontrol bende değil, kaderde” demek.
Bu noktada hem spiritüel hem de varoluşsal bir denge hissi var. İnsanlık tarih boyunca bu iki uç arasında gidip gelmiştir: Çaba ve kabul.
---

Toplumsal cinsiyet perspektifinden bakıldığında, bu ifadeye yüklenen anlamlar da farklılaşıyor.
- Erkek kullanıcılar, bu sözü genellikle bir stratejik son nokta olarak kullanıyor. Bir mücadeleyi sürdürüp artık müdahale edemeyeceği bir noktaya geldiğinde “vela galiba illallah” diyerek, durumu kontrolün dışına bıraktığını ilan ediyor. Bu bir tür “geri çekilme kararı” ya da “yenilgiyi kabullenmeden teslimiyet.”
- Kadın kullanıcılar ise bu ifadeyi daha çok empati, dayanıklılık ve içsel huzur bağlamında kullanıyor. “Elimden geleni yaptım, gerisini bırakıyorum” tarzında bir anlam yüklüyorlar. Bu, iç dünyada bir yeniden denge arayışı.
Bu fark, kadınların daha topluluk ve duygusal bağ odaklı, erkeklerin ise sonuç ve strateji merkezli düşünme eğilimleriyle ilişkili. Ancak bu bir genelleme değil; her birey kendi yaşam pratiğine göre bu söze farklı bir anlam katıyor.
---

Psikoloji açısından “vela galiba illallah” demek, kontrolü bırakma eylemiyle ilgilidir. Psikolog Carl Rogers’ın “kabul” teorisine göre, insan ancak kontrolü bıraktığında gerçek iç huzuru bulabilir.
Bu bağlamda, bu ifade bir kurtuluş noktası gibi işliyor:
> “Artık direnmek değil, akışa teslim olmak zamanı.”
2025 yılında yapılan bir nöropsikolojik araştırma (Human Behavior Institute) gösteriyor ki, insanlar yoğun stres anlarında dini veya manevi ifadeleri kullandıklarında, beyindeki amigdala aktivitesi azalıyor, yani kaygı seviyesi düşüyor. Bu, bu tür ifadelerin sadece inanç değil, biyolojik bir denge aracı olduğunu kanıtlıyor.
---

Ekonomik belirsizlik, sosyal değişimler ve politik baskılar döneminde insanlar bu tür kolektif ifadelerde sığınma duygusu buluyor. “Vela galiba illallah”, tıpkı “sabır” veya “nasip” gibi, toplumun toplumsal travmaları duygusal olarak yönetme biçimlerinden biri haline geliyor.
Kültürel olarak bu tür sözler, bireylerin çaresizliğini kutsal bir çerçeveye taşıyarak onu anlamlı bir sabra dönüştürüyor. Bu yönüyle hem psikolojik hem de sosyolojik bir “denge aracı.”
Ekonomik krizler, savaşlar, toplumsal belirsizlikler arttıkça bu sözlerin yeniden popülerleşmesi şaşırtıcı değil.
---

Gelecekte, dijital kültürün yükselişiyle birlikte dini veya mistik kökenli ifadelerin kişisel farkındalık sloganlarına dönüşmesi bekleniyor. “Vela galiba illallah” gibi sözler, hem manevi hem psikolojik bir “dijital mantra” haline gelebilir.
Birçok uzman (örneğin Oxford Internet Institute’un 2025 raporu), insanların teknolojiyle iç içe yaşadıkça, maneviyatı kişisel güç ve dayanıklılık kaynağı olarak yeniden tanımladıklarını belirtiyor. Bu durumda bu ifade, hem iç huzuru hem direnç sembolünü temsil edecek.
Peki gelecekte bu tür dini referanslı sözler, dijital terapilerin ya da yapay zekâ temelli destek sistemlerinin bir parçası olabilir mi?
Belki de “vela galiba illallah” gibi ifadeler, geleceğin “duygusal kodları” arasında yer alacak.
---

Siz ne düşünüyorsunuz?
“Vela galiba illallah” dediğimizde aslında pes mi ediyoruz, yoksa kontrol edemediğimiz şeyleri kabullenerek güç mü kazanıyoruz?
Bir toplumun bu tür ifadelere sarılması, umutsuzluğun mu yoksa olgunluğun mu göstergesi sizce?
Kültürden bilime, bireysel psikolojiden kolektif dayanıklılığa kadar uzanan bu ifade, sadece bir dua değil, bir insanlık hâli.
Belki de “Allah’tan başka galip yoktur” derken, aslında içimizdeki mükemmeliyet ve kontrol takıntısına da veda ediyoruz.
---

- Middle East Cultural Studies Journal, 2024
- Human Behavior Institute, “Faith-Based Emotional Regulation”, 2025
- Oxford Internet Institute, Digital Spirituality and Modern Identity, 2025
- Elhamra Sarayı Arşiv Yazıtları, Granada, İspanya
- Pew Research Center, “Cultural Language and Emotion”, 2023
---

Peki sen, hayatında ne zaman “galip olmaya çalışmayı” bırakıp “anlamaya” yöneldin?